• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam317
Toplam Ziyaret1061630
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
‘Çerkes Milliyetçiliği’ Entegre (Kapsayıcı) Bir İdeolojidir
08/02/2018

Milliyetçilik fikri,1789 Fransız Burjuva devriminden sonra ortaya çıkmıştır. Burjuvazinin pazarı bütünleştirip ulus devletler yarattıkları yıllardı 1800’lü ve 1900’lü yıllar. Ancak kendi ulusal devletlerini yaratıp, uluslararası bir sömürü ağı oluşturabilen ulusal devletler, karşılarına çıkan milliyetçi akımları ve ulusal devlet fikrinde olanları aşağılamaya başlamışlardır. Çünkü yeni oluşacak ulusal devletler emperyalist aşamaya ulaşmış ulus devletlerin sömürüsü için bir engel teşkil edecekti.

1800’lü yıllarda ise Çerkesler, ne İngiltere'nin "Topraklarında güneş batamayan bir imparatorluk" olduğunun, ne Fransa'nın Afrika'yı sömürgeleştirdiğinin, ne İspanya'nın Güney Amerika'yı sömürgeleştirdiğinin,ne Rusya'nın Avrupa ile temasa geçip kendi rönesansını yarattığının, ne de Osmanlı'nın hızla çöktüğünün farkında bile değildiler.

Yine Çerkesler, ne milliyetçilik fikrinden, ne sanayi devriminden, ne sosyalizmden ne de emperyalizmden haberdardılar. Bunların hiç birinin farkında olamadıkları bir dönemde, Rusya prenslikten bir emperyal devlete dönüşmüştü. Bu emperyal hale gelmiş Rusya'nın, denizlerle buluşma emeli, Çerkesleri uluslaşamadan vatansız bırakmıştır.

Uluslaşamamış kabile toplulukları, üst olarak gördükleri milletlerin mensubu olmaya, onlara benzemeye pek hevesli olurlar. Çerkesler de bunun mümtaz örneklerinden birini teşkil ederler. Osmanlı'ya sürüldükten sonra, çok başarılı oldukları askerlikte hızla yükseldiler. Bir subay elbisesine Osmanlıcı ve İslamcı oldular. Oysa Osmanlı, Osmanlıcılıktan ve İslamcılıktan Türklüğü ve Türkçülüğü anlıyordu. Osmanlı neyi anlıyorsa onu anlamaya razı olup, Turancı da oldular.

Birinci Dünya Savaşı’nda dağılan Osmanlı'dan ortaya çıkan Türk ırkçısı Türkiye ve Ortadoğu’daki Arap Milliyetçisi devletlerde hakim ulus milliyetçiliği dışında, başka bir milliyetçiliği savunabilmek ve ortaya çıkarabilmek mümkün değildi. Yeni kurulmuş devletlerdeki ırkçı anlayışların, azınlıklara ve farklı olan kesimlere karşı geliştirdiği, inkar, imha ve asimilasyon politikaları tüm azınlık konumundaki halkları yok olma noktasına getirmiştir.

2009 yılında başlatılan "Demokratik açılım süreci" ile birlikte, Türkiye'de Türklerden başka etnisitelerin varlığı kabul edilmiştir. Bu süreç de negatif ayrımcılık dönemi olarak kabul edilmektedir. Çünkü sadece varlığını kabul eden, ancak bu kültürlerin yaşatılması için devletin bir katkı sunmadığı bir dönem yaşıyoruz. Maddi ve yasal desteğin sağlandığı  "pozitif ayrımcılık" yapılan bir döneme ulaşmayı umut ediyoruz.

Demokratik açılım sürecinden sonra kurumlarımızın adını Çerkes yapabildik. Ancak bu sürece tekabül eden dönemde mikrocu ve kabileci anlayışlar servis edilerek kafa karışıklıkları yaratıldı. Bugün Çerkesler herşey olabiliyorlar ama birtek "Çerkes Milliyetçisi" olamıyorlar.

Bugün sanal alemde bir gezindiğinizde, "Fenerbahçeli Çerkesler, Müslüman Çerkesler, anti-faşist Çerkesler, Çerkesya Yurtseverleri, Reyhanlılı Çerkesler, xabze vs." gibi yüzlerce sanal grubun birbiriyle uğraştığını görürsünüz. Ancak bu grupların hiç birinin öznesi Çerkeslik değildir. Çerkeslik formatlanılmış olan şeyin ilavesidir. Çünkü bir şeyin ilavesi olmak kolay olandır. Türk Milliyetçiliğinin, Arap Milliyetçiliğinin, Rus Milliyetçiliğinin karşısına, "Çerkes Milliyetçisi" olarak çıkabilmek riskli ve tehlikelidir. Tatlı su internet grupları, yürekleri yetiyorsa "Çerkes Milliyetçiliği" fikrini savunurlar ve onun etrafında birleşirler.

Çerkes tanımlamasında büyük Çerkes Milliyetçisi General İsmail Berkok'un "Şüphesiz ki her Adğe Çerkestir, fakat her Çerkes Adğe değildir" sözü rehberimizdir. Bu tanımlama hem etnik, hem siyasi, hem de kültürel bir tanımlamadır. Yani İsmail Berkok "Adğe olmadığı halde, kendini Çerkes olarak tanımlayanlar var" demektedir. Nasıl bugün Türkiye'de Türk olmadığı halde, kendini Türk olarak tanımlayanlar varsa, Çerkesya'da ve diasporalarda, Adğe olmadığı halde kendini Çerkes olarak tanımlayanlar vardır.

Millet kavramı sadece etnik bir kavram değildir. Aynı zamanda kültürel, siyasi ve coğrafi bir kavramdır. Kültürel ve siyasi olarak kendini Çerkes kavramı içerisinde görenleri biz de Çerkes olarak görüyoruz. Çerkes milleti kavramını sadece Adğe olarak tanımlayanlar, millet kavramının kültürel, siyasi ve coğrafi yönünü görmezden gelerek Çerkes Halkına kaybettirmeyi amaçlayanlardır. Cepheyi daraltmanın Rusya dışında hiç kimseye yararı olmayacağını bilmeyecek kadar siyasi öngörüsü olmayanlar ya da angaje olanlar ancak küçülmekten yana olabilirler.

Çerkes Halkına kazanım sağlayıp etrafında kenetlenmemizi sağlayacak "Çerkes Milliyetçiliği" fikri kapsayıcı, entegre bir ideolojidir.



3389 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi