• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam326
Toplam Ziyaret1072117
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.112235.2529
Euro36.587836.7344
Semerkew

TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvuran Kahramanmaraş’ta yaşayan Kafkas kökenli Ş.C, yıllardır tartışma konusu olan Çerkes Ethem’e iade-i itibar talebinde bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı sırasındaki katkılarıyla kendinden söz ettiren ancak düzenli Ordunun emri altına girmediği için hain ilan edilen Çerkes Ethem’in naaşının Türkiye’ye getirilmesi için harekete geçti. Bakanlıklarla konuyla ilgili iletişime geçen ancak çıkmazla karşılaşan TBMM, kendi arşiv çalışmasında Çerkes Ethem’in son nefesini verdiği Ürdün’den dönemin idaresine gönderdiği sır mektuba ulaşatı. TBMM, Nazım Hikmet’in naaşının Türkiye’ye getirilmesinde olduğu gibi bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıp çıkarılamayacağı konusunu inceliyor. 

Çerkes Ethem, Yunanlara sığındıktan sonra Ürdün’e geçmiş, Meclis’in çıkardığı kanunla affedilmişti. Atatürk’ün dönmesi için para ve pasaport gönderdiği Çerkes Ethem yeniden yargılanıp aklanmadan dönmeyeceğini belirterek bu yardımı reddetmişti.

Kahramanmaraş’ta yaşayan Şevket Canlı adlı Vatandaş TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurarak, Mustafa Kemal Atatürk tarafından affedilen Çerkes Ethem’in naaşının Türkiye’ye getirilmesini istedi. Canlı, komisyona gönderdiği dilekçesinde, şu ifadelere yer verdi:

“Bir Kafkas kökenli ve aynı zamanda Şapsığ boyundan olan ben ve benim gibiler tarihte Ethem Bey ve hainlik suçlaması ile atılan iftiranın, haksızlığın o tarihte ülke kahramanına sürülen bu kara lekenin bugünkü makamınızca bir hata olarak ele alınıp, hak ettiği değerin tekrar geri verilmesini ve naaşının bulunduğu yerden uğruna neslinden vazgeçtiği bu topraklara alınmasını arz, talep ve rica ederim.”

Canlı, benzer başvuruları Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık’a da yaptı. Başvuruyu işleme alan TBMM Dilekçe Komisyonu, Çerkes Ethem’le ilgili çalışma başlatırken, 5 ayrı bakanlığa ellerindeki bilgi ve belgeleri göndermelerini istedi.

‘Alanımız değil’

Milli Savunma Bakanlığı, Meclis’e gönderdiği yazıda “Bakanlığımız görev, yetki ve faaliyet alanı içinde kalan bir hususun olmadığı” yanıtını verdi. Dışişleri Bakanlığı ise Çerkes Ethem’le ilgili kendilerinde herhangi bir yargı kararı veya başvuru bulunmadığını bildirdi. İçişleri Bakanlığı da kendilerinde herhangi bir bilgi olmadığını kaydetti. Bakanlıklardan istediği yanıtı alamayan Dilekçe Komisyonu, çareyi Başbakanlık’a başvurmakta buldu. Başbakanlık ise TBMM’yi Adalet Bakanlığı’na yönlendirdi. Adalet Bakanlığı ise işin içinden nasıl çıkacağı konusunda Meclis’ten işbirliği istedi. Yetkililer, Çerkes Ethem gibi Kurtuluş Savaşı’nda önemli görevler üstlenmiş, mahkeme kararıyla vatan haini ilan edilmiş biri hakkında devlet kurumlarında herhangi bir bilgi ve belge bulunmamasının şaşkınlık verici olduğunu kaydetti. 

Ethem’in sır mektubu

TBMM Dilekçe Komisyonu kendi arşiv araştırmalarında ise ilginç bir mektuba ulaştı. Çerkes Ethem, Yunanistan’dan geçtiği ve ömrünün sonuna dek vatan hasretiyle yaşadığı Ürdün’den dönemin idaresine gönderdiği mektubunda, ülkesine dönmeyi, yargılanıp gerçeklerin tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmasını istiyor. Ethem’in pek bilinmeyen bu mektubunu da araştırma kapsamına alan Dilekçe Komisyonu, çıkarılan kanunla affedilen ve Atatürk’ün ülkesine dönmesi için pasaport ile para gönerdiği Çerkes Ethem’in yargılanıp aklanma isteği üzerinde duruyor.

Dilekçe Komisyonu, Nazım Hikmet’in naaşının Türkiye’ye getirilmesinde olduğu gibi bir Bakanlar Kurulu kararılıp çıkarılamayacağı konusunu inceliyor. 

 

Ürdün’de yalnız öldü

Kurtuluş Savaşı’nın sonlarına doğru düzenli ordu içinde yer alması istenen Çerkes Ethem, emrindeki güçlerle TBMM hükümetine karşı ayaklandı, üstüne gönderilen kuvvetlere yenilince Yunanlar’a sığındı (12 Aralık 1921). Yunanlar yenilip Anadolu’dan çekilince onlarla birlikte Yunanistan’a gitti. Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi. Önce Mısır’a sonra da Ürdün’e giden Ethem Bey kardeşlerinin aksine 150’liklerin affından sonra da Türkiye’ye dönmedi. Mustafa Kemal Atatürk para ve pasaport gönderdiğinde, Çerkes Ethem, “İadeye ihtiyacım yok, yargılanıp aklanmayacaksam dönmenin bir anlamı yok” diyerek, Türkiye’ye dönmeyi reddetti. Çerkes Ethem, 21 Eylül 1948’de Amman’da hayata gözlerini yumdu. Şeria Nehri’nin kıyısında toprağa verildi. Kabri, Ürdün’ün başkenti Amman’da Vadi-i Kır’daki Kabartay Mezarlığı’nda bulunuyor.

 

Arınç ‘komisyon kurulsun’ demişti

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çerkes Ethem’le ilgili geçmişte şunları söylemişti: “Çerkes Ethem gerçekten istiklal mücadelesinde varını yoğunu ortaya koymuş bir insandır. Allah rahmet eylesin. Asil bir insan, gerçek bir Çerkes olduğu için de kendisine tanınan bazı haklarını ve imkanları reddederek asaletini de göstermiştir. 1936’da çıkan yasa veya kararlara rağmen o yargılanıp aklanmayı, milletin vicdanında tertemiz olmayı arzu etmiş. Ama bugüne kadar gerçekleşmemiş. Bence bu Çerkes olduğunu iddia eden milletvekilleri için büyük bir ayıptır. Meclis araştırma komisyonu kurulsa, Çerkes Ethem’in ne kadar masum olduğu apaçık ortaya çıkacaktır. Bunu gerçekleştirmek için talimat vereceğim.”
_______________

Önder Yılmaz/Milliyet/20.07.2015



1754 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi