• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam367
Toplam Ziyaret1069934
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Semerkew

“Her ayın 21’i saat 21’de Rusya Konsolosluğu Önünde” sloganıyla yapılan protesto yürüyüşlerinin 29.ncusu 21 Ocak Çarşamba akşamı gerçekleştirildi.

Saat 20.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanmaya başlayan göstericiler burada pankartlarını açarak demonstrasyona başladı. Daha sonra Odakule önüne geçen Çerkesler Kendilerine katılan Ukraynalı ve  Kırımlılarla birlikte kortej oluşturarak yürüyüşe geçtiler. “Rusya Kafkasya’dan Defol”, “Rusya Kırımdan defol, “Soykırımın Hesabı Sorulacak”, “Çerkesya Rus toprağı olmayacak”, “Kırım Rus toprağı olmayacak”,"Worepsov Tibze, Worepsov Tixabze" şeklindeki sloganlar atarak Rusya Federasyonu Konsolosluğuna doğru yürüyüşe geçti.
Saat 21.00’de konsolosluk binası önüne ulaşan kalabalık, burada sloganlarını sıklaştırarak protestolarını sürdürdü.

Hazırlanan basın bildirisinin ÇHİ sözcülerinden  Erol Karayel tarafından okunmasından sonra bir süre daha sloganlar atarak tepkilerini dile getiren protestocular, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.

Rusya Federasyonu Konsolosluğu önünde okunan basın açıklamasının tam metni şöyle:

Saygıdeğer Kamuoyu,

Değerli basın mensupları.

 

19. yüzyıl Çerkesler için karanlık bir yüzyıldır.

Çünkü Çerkesler bu yüzyıla kadar direndikleri Rusya’nın emperyalist saldırıları karşısında 21 Mayıs 1864 itibariyle yenik düşmüş, uğradıkları soykırım sonrasında da vatanlarından sürülmüşlerdir.

Çerkeslere karşı işlenen suçun bugün geçerli uluslararası hukuktaki adı “soykırım” ve “insanlığa karşı işlenmiş suç”tur. Ancak bugüne kadar bu suçun ne hesabı sorulmuş, ne de olumsuz sonuçlarının giderilmesi için bir şey yapılmıştır.

İşte onun için bugün buradayız.

Onun için 29’uncu kezdir Rusya konsolosluğu önüne geliyor, Çerkeslere yapılan soykırım ve haksızlıkları protesto ediyor, adalet arayışımızı dillendiriyoruz.

150 yıl sonra niçin hala protesto gösterileri yaptığımız sorularına vereceğimiz cevap ise, “çünkü, Çerkes soykırım ve sürgünü halkımız için tarihi değil, aktüel bir sorun olduğu için”dir.

Tarihten gelen bu haksızlığın giderilmesini talep ettiğimiz için buradayız.

Ve bu zulmün olumsuz sonuçları giderilinceye, adalet yerini buluncaya kadar da protestolarımızı sürdürecek; unutmamak ve unutturmamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.

İnanıyoruz ki, ilahi adalet bir gün mutlaka tecelli edecek, suç işleyen verdiği zararı telafi etmek zorunda kalacak ve bedelini de mutlaka ağır bir şekilde ödeyecektir.

Bu sorumluluk bugün Çarlık Rusyası’nın hukuki mirasçısı konumunda olan Rusya Federasyonu üzerindedir. Bu yüzden bu bedeli ödemek, Çerkeslerin uğradığı zararı telafi etmek zorunda olan Rusya Federasyonudur.

Bizler bunu her fırsatta, her vesile ile bütün platformlarda dile getirmeye devam edeceğiz.

İşin önemli diğer tarafı şudur ki, Rusya bu suçu işlerken o zamanki dünya güç odakları sessiz kalmak suretiyle bu suça ortak olmuşlardı. 

Aradan 150 yıl geçtikten sonra da dünyanın tutumunda değişen bir şey yok. Rusya hala benzer suçları işlemeye devam ediyor, dünya devletleri de seyretmeye...

 “Halkların katili” sıfatı taşıyan Rusya yönetimleri dünyanın takındığı bu edilgen tavırdan cesaret alarak, 19’ncu yüzyılın kaba reflekslerini 21. yüzyılda da sürdürüyorlar. Nitekim daha dün Çeçenistan’ı yakıp yıkıp, halkını tarumar etme cesaretini gösterebilmişlerdir.

Yine bugün Ukrayna’ya karşı izledikleri emperyal tutum ortadadır. Kırım’ı dünyanın gözünün içine baka baka işgal ve ilhak etme cüretini de gösterebilmişlerdir.

Bulduğu ilk fırsatta, gerek Güney Kafkasya, gerek Baltık ülkeleri, gerekse de Asya ülkelerine karşı tavırları da farklı olmayacaktır. Rusya bu kural tanımaz ve ceberrut tavrı için cesareti elbette ki devletler camiasının edilgen tavrından almaktadır. 

Ama bizi yıldıramaz, hak arayışından vaz geçiremezler!

Düşmanın izlediği politikalar ne olursa olsun, dünyadaki kayıtsızlık hangi ölçülere varırsa varsın, Çerkes halkının soykırımcılarla mücadelesi, kendilerinden gereken hesap soruluncaya kadar sürecektir.

Bu mücadelenin tükenmez enerji kaynağı ise içimizde yaşattığımız bitmeyen vatan sevgisidir.

 

YAŞASIN HALKIMIZ!

YAŞASIN KÜLTÜRÜMÜZ!

YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ!

 

      ÇERKES HAKLARI İNSİYATİFİ


































2187 kez okundu

Yorumlar

Biraz Insaf Sn. BARDAKI     27/01/2015 14:21

Yurtdışındaki Türklere" entegre olun; ama asimile olmayın" diyen zihniyet, neden Türkiye 'de Çerkezler' ın asimile olmasını istiyor? Bu bir çelişki ve takkiyecilik değilmi ? Ey bu zihniyetler ınsaf ediniz ve kendinize gelerek biraz hümanistleşiniz! LÜTFEN!!!
Misafir - Fevzi

adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi