• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam413
Toplam Ziyaret1069980
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Semerkew

Çerkes Soykırımını kamuoyuna duyurmak ve protesto etmek amacıyla düzenlenen “Her ayın 21’i, saat 21.00’de, Rusya Konsolosluğu Önünde” sloganıyla yapılan gösterilerin 28’ncisi 21 Aralık 2014 Pazar akşamı gerçekleştirildi.

Saat 20.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanmaya başlayan protestocular burada pankartlarını açarak gösteri yaptı. Bir süre sonra topluca Odakule önüne giderek burada kortej oluşturup, ardından açılan bayrak ve pankartlarla Rus Konsolosluğu’na doğru yürüyüşe geçtiler. “Soykırımın Hesabı Sorulacak”, “Çerkesya Rus toprağı olmayacak”, “Katil Rusya Kafkasya’dan Defol”, “Yaşasın Çerkeslerin Direnişi”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Katil Rusya Kırımdan Defol”, “Faşist Putin Kırımdan defol”, "Worepsov Tibze, Worepsov Tixabze" “Timur Kuaşev Ölümsüzdür”, “Andzor Ahohov’un Yanındayız” şeklinde sloganlar atan göstericiler Çerkes soykırımını ve Kafkasya’da Çerkes aktivistlere yapılan baskıları protesto ettiler.
Daha sonra hazırlanan basın bildirisini ÇHİ Yürütme Kurulu Üyesi Erol Karayel okudu.

Rusya Federasyonu Konsolosluğu önünde okunan basın açıklamasının tam metni şöyle:

Saygıdeğer kamuoyu,

Değerli basın mensupları,

 

Çarlık Rusyası, izlediği yayılmacı politikalar doğrultusunda yüzyıllar boyu Kafkasya’ya saldırılarda bulunmuş, bitmez tükenmez insan kaynakları ve teknolojik üstünlük sonucu yerli halkları ağır bir soykırımdan geçirdikten sonra yenilgiye uğratmıştır.

Galibiyet sonrası, ülkelerini işgal ettiği halklardan Karadeniz kıyısında yaşayanların % 95’ini süngü zoruyla sürgün etmiş; diğer bölgelerdeki halkların da yaşam şartlarını çekilmez kılarak onları da vatanlarını terk etmeye zorlamıştır.  

21 Mayıs 1864 tarihiyle simgelenen bu büyük soykırım ve sürgünün trajik bir sonucu olarak bugün Çerkesler, dünyanın 40 ülkesinde, anavatan hasreti içinde, dillerini, kültürlerini, etnik kimliklerini kaybetme tehdidi altında bir sürgün hayatı yaşamaktadır.
 Çarlık Rusya’sının uyguladığı bu katliam ve sürgünler, bugünün uluslararası hukukunda “genocide”, yani “soykırım” olarak tanımlanmaktadır. Ancak Rusya bunun için hâlâ hiçbir bedel ödememiştir.

 

Saygıdeğer kamuoyu,

Değerli basın mensupları,

2012 Eylül’ünden bu yana, 28’nci seferdir, her ayın 21’inde, saat 21.00’de bu konsolosluk binasının önüne geliyor, Çerkes soykırım ve sürgününü protesto ediyoruz.

Peki, 150 yıllık bir meseleyi niçin artık küllenmeye bırakmıyoruz?

Çünkü Çerkeslerin 150 yıl önce tamamlanıp bitmiş bir meselesi yok. Çerkesler 150 yıldır hâlâ yok oluşa karşı direniyor ve gelecekte de var olmak için mücadele veriyorlar.

Evet, Çerkesler hala ne diasporada, ne anavatanda varlıklarını teminat altına alabilmiş değiller. Çerkesler 21. yüzyılda artık cehalet döneminin uygulamalarından pişmanlık duyulduğunun ikrar edilmesini, soykırımın kötü sonuçlarının giderilmesi için tüm imkanların seferber edilmesini ve anayurtlarında hem nesillerini, hem de taşıyıcısı oldukları dil ve kültürlerini yaşatabilecekleri güvenli ortamın tesis edilmesini talep ediyor, bekliyorlar. Çerkesler seslerini duyuruncaya, sorunları çözülünceye kadar da bu protesto ve gösterilerini ele geçirdikleri tüm vasıtalarla sürdürmeye devam edeceklerdir. 

Nitekim gelinen aşamada, bu kararlılığımızı somutlayarak, mücadelemizi bilimsel ve hukuki bir platforma oturtup, uluslararası kamuoyuna mal edecek bir kurumsal yapı oluşturma kararı almış bulunmaktayız. Şimdiye kadar Kuzey Kafkasya halklarına uygulanan tüm soykırım faaliyetlerini belgelendirip uluslararası kamuoyunun gündemine sokacak olan “Kuzey Kafkasya Halklarına Uygulanan Soykırım ve Sürgünleri Araştırma Enstitüsü ve Müzesi”ni 2015 yılı itibarı ile hayata geçireceğiz. Böylece mücadele sürecimiz yeni bir merhaleye girerek uzun bir mesafe daha kat etmiş olacaktır.

***

Bu arada, son yıllarda anavatanımıza giriş çıkışlar zorlaştırılmış, Çerkes soykırımıyla ilgilenen vatanseverlere yapılan baskılar artmış bulunmaktadır. Yine faili meçhul cinayetler işlenmekte, yine Çerkes aktivistler üzerinde yıldırma politikaları uygulanmaktadır. Geçtiğimiz kış yapılan Soçi Olimpiyatlarını protesto edenlerden biri olan Çerkes aktivist Andzor Ahahov  o günden buyana mahkemelerde süründürülmekte, iş hayatı ve sosyal yaşantısı kendisine ve yakınlarına zehir edilmektedir. Biz Çerkes Hakları İnisiyatifi olarak bu tür baskıları protesto ediyor, tüm Çerkes hak arayıcılarının zor anlarında yanlarında ve sorunlarının da sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan deklare ediyoruz.

Selam olsun Çerkes halkının var olma mücadelesine omuz veren tüm isimsiz kahramanlara.

YAŞASIN ÇERKES HALKININ BİRLİĞİ!

YAŞASIN KÜLTÜRÜMÜZ!

YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ!

ÇERKES HAKLARI İNİSİYATİFİ  





1706 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi