Rusya Konsolosluğu önünde yapılan soykırım protestolarının 26’ıncısı 21 Ekim Salı akşamı gerçekleştirildi.Göstericiler, “her ayın 21’i saat 21.00’de Rusya Konsolosluğu Önünde” sloganıyla yürütülen protestolar için saat 20.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplandı. Burada pankartlar açarak mesajlarını halka ileten göstericiler, saat 21.00’de Odakule’nin önüne geçerek burada kortej oluşturdu. “Soykırımın Hesabı Sorulacak”, “Çerkesya Rus Toprağı Olmayacak”, “Rusya Kafkasya’dan Defol”, "Worepsov Tıbze, Worepsov Tixabze" şeklinde sloganlar atan göstericiler yürüyerek Rusya Federasyonu Konsolosluğu önüne geldiler. Göstericilerin saat 21.00’de sloganlarını sıklaştırıp, bir süre daha alkış ve ıslıklarla soykırım ve sürgünü protesto etmelerinden sonra hazırlanan basın bildirisi Onur Yaldız tarafından okundu. Göstericiler bir süre daha sloganlar atıp tepkilerini dile getirdikten sonra olaysız bir şekilde dağıldı. Konsolosluk önünde okunan basın açıklamasının tam metni şöyle:
Saygıdeğer Kamuoyu, Değerli Basın mensupları, 26’ncı defadır her ayın 21'i, saat 21.00'de, buraya Rus Konsolosluğu’nun önüne geliyoruz. Peki niçin? Nedir bizi buraya getiren sebep? Elbette bir nedenimiz var. Elbette bizi buralara sürükleyen bir derdimiz var. Burada toplanan insanlar, bundan tam 150 yıl önce tarihin gördüğü en acımasız 1800'lü yılların emperyalist Rusyası, hem hükmü altındaki toprakları genişletmek, hem de sıcak denizlere ulaşmak amacı ile Karadeniz’i kontrolü altına almayı hedeflemişti. Ancak Karadeniz sahipsiz değildi; Karadeniz’in kuzeyi ve Azak Denizi Tatarların, onun alt tarafı Adigelerin, daha aşağısı Wubıhların ve onun devamı olan kısım ise Abazaların vatanı idi. Çarlık Rusyası’nın bu bölgeleri işgal etmeye yönelik saldırıları nihayetinde soykırım ve etnik temizliğe dönüşmüş, neticede o topraklar gerçek sahiplerinden arındırılmıştır. Topraklarından sürülen bu insanlar bugün dünyanın dört bir tarafına dağılmış bulunuyor. Hem anavatanlarında azınlık durumundalar, hem dünya üzerinde darmadağınık vaziyette... Ve Çerkesler o tarihten bu yana varlıklarını koruma mücadelesi veriyor. İşte, bu yok oluş sürecinin müsebbibi, Çarlık Rus devleti ve onun bugünkü mirasçısı olan Rusya Federasyonu’dur. Ve bizler adalet tecelli edinceye kadar her türlü yolu takip ederek ulusal haklarımızı aramaya devam edeceğiz. Saygıdeğer Kamuoyu, Değerli Basın mensupları, Çarlık Rusyası’nın bugünkü mirasçısı olan Rusya Federasyonu da soykırımcı atalarını hiç aratmıyor. Baskı, zulüm, insan hakları ihlalleri, katliamlar ve soykırımlar açısından adeta atalarıyla yarışıyor. 1994-1999 yılları arasında 1 milyon nüfuslu Çeçenistan, 150 milyon nüfuslu Rusya’nın saldırısına uğramış, bu saldırıda 250 bin Çeçen can vermiş, 200 bini de göç etmek zorunda bırakılmıştır. Bugün de, Kırımı Ukrayna’dan koparıp ilhak eden Rusya, şimdi de Ukrayna’nın doğusunu yutmanın planlarını yapmaktadır. Yine bugün Anavatanımız Kafkasya’daki cumhuriyetlerimizde anadil eğitimi fonksiyonel olmaktan çıkartılmış, diğer haklar da gün be gün budanarak yok oluş süreci hızlandırılmaya çalışılmaktadır. Halkımızın en değerli evlatlarını, neredeyse her gün işlenen faili meçhul cinayetlere bir bir kurban vermekteyiz. Rusya’nın Kuzey Kafkasya halklarına uyguladığı zulüm 300 yıldan buyana hız kesmeksizin sürmektedir. Ey Kremlinin yeni Çarları! Bizleri ne dağıtmakla, ne öldürmekle bitiremezsiniz! Çerkes Halkı 21. yüzyılın yeni şartlarında var olma iradesini deklare etmiştir. Bundan sonra haklarının takipçisi olacak, kendisine karşı işlenen suçların hesabını da tek tek soracaktır. Unutmayın ki, "Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur.” Hiç şüpheniz olmasın ki, bütün diktatörler, bütün zalimler gibi sizin sonunuz da berbat olacaktır. Dünyanın insan haklarına saygılı tüm çevrelerini, mazlum Çerkes halkının mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz. Yaşasın Dilimiz! Yaşasın Kültürmüz! Yaşasın Çerkes Kalma mücadelemiz! |
1495 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |