• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam373
Toplam Ziyaret1069940
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Semerkew

16 Nisan 2014 Çarşamba günü Taksim Hıll Otel’de Kafkasya Forumu ve İnsan Hakları Derneği tarafından Medet Önlü Suikastiyle ilgili basın toplantısı gerçekleştirildi.

Kafkasya Forumu üyesi Alper Hraça, İnsan Hakları Derneği temsilcisi Meral Çıldır ve Medet Önlü’nün kızı Zalina Önlü’nün katıldığı toplantıda basın açıklaması Kafkasya Forumu üyesi Alper Hraça tarafından okundu.

Okunan Basın Açıklamasının tam metni şöyle:

 Saygıdeğer Kamuoyu ve Değerli Basın Mensupları

Medet Önlü’nün, 22 Mayıs 2013 tarihinde Ankara’da uğradığı bir suikastla hayatını kaybetmesi üzerinden onbir ay geçti. Aradan geçen zamana rağmen bugüne dek ne bir zanlı yakalanabildi, ne de dosyası tamamlanıp dava açılabildi. Emniyet ve Yargı’nın kuşku uyandıran uygulamalarının yanısıra siyasi iradenin görmezden gelen tutumu, Önlü’nün geride bıraktığı ailesine adaleti kamu vicdanında aramaktan başka çare bırakmadı. Ailenin adalet çağrısına cevap veren bizler, bir delil karartma süreciyle karşı karşıya olduğumuz endişesini taşıyoruz.

Güvenlik ve istihbarat birimlerinin içine düştükleri zaafiyet, devlet kurumlarının soruşturmayı gölgeleyecek tavırları, ortaya çıkan uluslararası bağlantılara rağmen Hükümet’in tepkisizliği, suikastın sebepleri ve bağlantıları üzerine derin kuşkular uyandırmaktadır.

 Tesadüfen Ortaya Çıkan Deliller ve Yetersiz Soruşturma 

Suikast sonrasında, katil zanlılarının ve azmettiricinin kimliğinin belirlenmesini sağlayan deliller, hesapta olmayan bir kamera ve varlığını kimsenin bilmediği Önlü’ye ait Çeçence yazılmış bir günlük sayesinde bulunmuştur. Suikastın hemen ardından, saldırıyı medyaya ticari bir mesele olarak servis etme çabasına düşen Emniyet’in senaryosu, hesapta olmayan bu kanıtlarla bozulmuştur.

Emniyet yetkilileri delilleri toplama ve yapılan ihbarları değerlendirme konusularında isteksiz davranmış, soruşturmayı neticelendirecek adımlar atmamışlardır.

 Yakalanıp Bırakılan Zanlılar 

Tetikçi Murat Aluç’un şoförlüğünü yapan Ömer Peltek, suikast ardından polis tarafından gözaltına alınmıştır. Tetikçiyle birlikte gerçekleştirdiği keşif çalışmaları kamera kayıtlarıyla tespit edilmesine rağmen Peltek, suç ortağının cinayeti işleyeceğinden haberi olmadığı savunmasıyla polis tarafından serbest bırakılmıştır. Ömer Peltek hakkında daha sonra çıkarılan yakalama kararı, kayıplara karıştığı için gerçekleştirilememektedir.

Yine cinayetin azmettiricisi olduğu, önce Önlü’nün günlüğü, ardından telefon kayıtları ve kamera görüntüleriyle tespit edilen Rizvan Esbulatov ise havaalanında gözaltına alınmış, gelen talimatla serbest bırakılmıştır.

 Tamamlanamayan Dava Dosyası, Açılamayan Dava 

Suikası gerçekleştirenler ve azmettirici açıkça ortaya çıkmış olmasına rağmen, on aydır dava dosyası tamamlanmadığı gibi, soruşturmanın genişletildiğine dair herhangi bir işaret de söz konusu değildir. Gizlilik kararı konulan dava dosyasına hukuken yetkili olmalarına rağmen Önlü ailesinin ve avukatlarının erişimine izin verilmemiştir. Dosyanın akıbeti belirsizdir. Emniyet daha önce basına sızan delillerin dahi varlığını reddeder bir tutum içindedir. Özellikle

Rusya vatandaşı olan azmettiriciye dair çok kesin bilgiler mevcutken, Emniyet bu şahısla ilgili hiçbir bilgiye ulaşılamadığını iddia etmektedir. Bu gelişmeler, yetkililerin delil karartma çabası içinde olduğu izlenimini uyandırmaktadır.

 Hükümet’in Sessizliği 

Medet Önlü hakkında siyasi iradeyi temsilen bugüne dek herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Hükümet, sorumluların bulunması yönünde çaba içerisinde olduğunu dahi gösterme gereği duymamıştır.

Suikastın azmettiricisi Rizvan Esbulatov, Rusya Federasyonu vatandaşı olmasına rağmen Hükümet tarafından bugüne dek yapılmış bir iade talebi veya herhangi bir diplomatik girişim söz konusu değildir. Hükümet’in onaylarcasına büründüğü sessizlik soru işaretleri yaratırken, yeni tehdit ve saldırı ihtimallerine kapı aralamaktadır.

Kamuoyumuzu uyarmak istiyoruz: Ülkemiz, görev ihmal ve suistimalleri sarmalında işlenen bir cinayetle daha karşı karşıyadır. Siyaset ve devlet kurumları adeta koordineli bir şekilde soruşturmayı yavaşlatmakta, sorumluların yakalanmaması için elinden geleni yapmaktadır. Soruşturma her geçen gün delil karartma ihtimalinin ağır bastığı bir seyirde yürümektedir. Biz aşağıda imzası bulunan örgütler, en temel hak olan yaşam hakkını hiçe sayan bu zihniyete karşı dikilmek için bugün Önlü ailesinin yanında yerimizi aldığımızı ilan ediyoruz. Suikastın tüm sorumluları bulunup adalete teslim edilinceye dek bu davanın peşini bırakmayacağımızı bildiriyor, kamuoyunu adalet çağrımıza destek olmaya çağrıyoruz.

 Medet Önlü Suikastı’na yönelik Emniyet, Yargı ve Hükümet’in tutumlarıyla ortaya çıkan 8 soru: 

1) Tetikçi, suikaste yönelik temaslarını muhbirlerle izlendiği bilinen bir mahallede gerçekleştirmiş ve niyetini yakın çevresinde duyurmuştur. Suikast öncesinde Ankara’da pek çok keşif gerçekleştiren tetikçinin girişimi istihbarat tarafından nasıl gözardı edilebilmiştir?

2) TBMM, Başbakanlık ve Genel Kurmay binalarına son derece yakın bir konumda gerçekleştirilen suikast ardından zanlı, tüm kamera ve takip imkanlarına rağmen kaçmayı nasıl başarabilmiştir?

3) Tetikçi Murat Aluç’u suikast noktasına taşıdığı kamera kayıtlarıyla belirlenen Ömer Peltek gözaltına alındıktan sonra nasıl serbest bırakılabilmiştir? Aluç’un cinayet işleyeceğinden haberi olmadığını söylemesi, bırakılması için nasıl yeterli olabilmiştir? Suikastın en önemli şüphelisi nasıl takip altına alınmamıştır?

4) Tetikci Murat Aluç’un yeri hakkında suikast sonrası gelen ihbarlardan hiç biri operasyonla neticelenmemiş, planlanan operasyonlar gerekçe göstermeden iptal edilmiştir. Yurtdışına çıkma olasılığı çok zayıf olan tetikçi aradan bir yıl geçmesine rağmen neden yakalanamamaktadır?

5) Suikastin azmettiricisi Rizvan Esbulatov neden olaydan 2 gün sonra havaalanında tutuklanıp serbest bırakılmıştır? Sadece ilgisi olmadığını söylemesi yeterli midir?

6) Önlü’nün günlük notlarında 30 Nisan’da buluştuğunu belirttiği azmettirici Rızvan Esbulatov hakkında, dava dosyasında neden hiçbir bilgi bulunmamaktadır? Olaydan sonra Emniyet güçleri bu kişiyi mobese kameralarından neden takip etmemiştir? Hükümet, nerede olduğu bilinmesine rağmen, Esbulatov’un iadesi için neden hiç bir girişimde bulunmamıştır?

7) Emniyet tüm delilleri bir kaç haftada toplamasına rağmen dosyayı savcılığa neden 4 ay sonra vermiştir? Önlü’nün yakınları ve müdahil avukatlar, hakları olmasına rağmen neden aylar boyunca dosyaya erişim sağlayamamıştır?

8)Suikast gerçekleştiği günlerde medyada genişçe yer bulmasına rağmen, Hükümet yetkilileri neden suikastle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamıştır?

 İnsan Hakları Derneği 

Kafkasya Forumu 

 



1471 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi