• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam361
Toplam Ziyaret1072152
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.112235.2529
Euro36.587836.7344
Semerkew

Nitekim son dönen grubun rotası Abhazya’ydı. DÇDK’nın misafiri olarak Tokat ve İstanbul’da bulunan ve dokuz kişiden oluşan 3 ailenin dönüş yapabilmesi için Abhaz-Fed'le işbirliğine gidildi.

DÇDK, oluşturulduğu 12 Kasım 2012  tarihinden bu yana sessiz sedasız çalışmaya devam ediyor. DÇDK'nın baştan buyana parolası "az laf, çok iş". Yaşanan dört aylık süreçte 420 civarındaki Suriyeli Çerkes ateş çemberinden çıkarılıp Türkiye’deki kardeş ailelere emanet edildi. Çerkes toplumunda bir dayanışma bilinci oluşturularak geliştirilmeye çalışıldı. DÇDK etrafında kenetlenen soydaşlarımız, dayanışmanın ve karşılıksız verebilmenin ne demek olduğunu herkese gösterdi. DÇDK tüm provokasyonlara rağmen bu süreçte hiçbir kişi ve kurumla polemiğe girmemeye özen gösterdi. Ateş çemberinden çıkan soydaşlarımızın, aş, iş ve sığınabilecekleri sıcak evlere ihtiyacı varken polemik gibi lüzumsuz uğraşlarla zaman kaybetmedi. Belirlenen starateji doğrultusunda halkımızın imkanları harekete geçirilmeye çalışılırken, yerel yönetimler, devletin ilgili birimleri ve çeşitli hayır kurumları nezdinde de girişimlerde bulunuldu. Bu dönemde DÇDK'ya atılan en büyük iftira, “Suriye Çerkeslerini anavatan yerine Türkiye’ye getirip, Türkleştirmeyi planladığı” yalanıydı. Halbuki Rusya’nın her başvuran Çerkesi anavatanına kabul etmediğini onlar da biliyordu. Anavatandaki özerk cumhuriyetlerimizin ise Suriyeli soydaşlarımızı kabul edebilme konusunda hiçbir yetkileri yoktu.  DÇDK yine de dönme fırsatı bulan ailelere destek oldu.

Nitekim son dönen grubun rotası Abhazya’ydı. DÇDK’nın misafiri olarak Tokat ve İstanbul’da bulunan ve dokuz kişiden oluşan 3 ailenin dönüş yapabilmesi için Abhaz-Fed'le işbirliğine gidildi. Abhaz-Fed’in Abaza asıllı olan fakat  Adığece konuşan soydaşlarımızın Abhazya’ya dönüşleri konusunda yaptığı temaslar olumlu sonuç verdi. 11 Mart 2013 Pazartesi günü akşamı Abhaz-Fed, Selimiye Kafkas Abhazya Kültür Derneği’nde Abhazya’ya dönüş yapan Suriyeli soydaşlarımız için bir yemek programı düzenledi. Programa DÇDK adına Başkan Dr. Nusret Baş, Kenan Kaplan ve Murat Özden’le, Abhaz-Fed'den Ahmet Ceylan, Özen Sanbay, Bülent Özbelli ve Kafkas Abhazya Kültür Derneği yöneticileriyle çok sayıda Abaza hemşerimiz katıldı.

Yemeğe katılan DÇDK temsilcileri, gösterdiği duyarlı davranış ve işbirliği için Abhaz-Fed'e teşekkür etti. Ayrıca Türkiye’de bulundukları süre içinde ailelerden ikisine en güzel şekilde hamilik yapan Adige soydaşımız Zeki Akgül’e de minnet duyguları ifade edildi.

DÇDK’ya konuk iken Abhazya’ya dönüş yapan soydaşlar  şunlar:
İmad Abaze , eşi ve2 çocuğu,
Temer Abaze  ve eşi,
Janti Abaze, eşi ve 1 çocuğu.
Kardeşlerimiz kadar sevdiğimiz Suriyeli soydaşlarımızdan ayrılırken duygulu anlar yaşadık. Atatürk Havalimanı’ndan 01.05’te Aeroflot uçağıyla Soçi’ye uçan kardeşlerimizin sağ salim yeni evlerine ulaştıklarını haberini almak hepimizi sevindirdi.

Onlara anayurtlarında mutluluklar diliyoruz.

HABRAÇÜ M.




2658 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi