• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam469
Toplam Ziyaret1070036
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Semerkew

Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulaziz Beki, her dilin yaratılışı, onu kullanma vizesi olduğunu ifade etti.

Bingöl Üniversitesi Zaza Dili ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve konuşmacı olarak Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulaziz Beki'nin katıldığı, "Dilbilgisi Açısından Zazaca'nın Yapısı" konulu konferans, Bingöl Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda geniş bir katılımla gerçekleştirildi.

Konferansta bir konuşma yapan Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beki, konuşmasının girişinde anadilin önemine değinerek, "Anadil, ezeli kudretin bir ayeti ve bir tuğrasıdır. Şekilleri kulun dimağına, anlamları kalbine ve tuşları da ağzına basılmış özel bir celali mührüdür. Kişinin ilahi kişilik markasını belirleyen bir hatemdir. Anadili, renk gibi, cinsiyet gibi, boy-bos gibi Yüce Allah'ın kullarına bağışladığı, yaratılışına derc ettiği çok önemli bir lahûti nimettir. Bireyin iradesi dışında tasarlanan esrarengiz bir senaryonun tezahürüdür. Kula düşen görev, Allah'ın kendisine emanet ettiği bu dil ayetini doğru okuyarak kabul etmek, öğrenmek, geliştirmek, hak ve hakikatte kullanmaktır. Onu yaratıcısına karşı namazda, niyazda, diğer ebna-i cinsine karşı sosyal ilişkilerde bir sevgi ve saygı iletişim aracı olarak devreye sokmaktır. Her dilin yaratılışı, onu kullanma vizesidir." dedi.

Dilin manevi yönü üzerinde de duran Beki, "Göz bakmak, kulak işitmek, dinlemek, ayak yürümek, el meşru işlerde çalışmak, beyin/akıl düşünmek ve anlamak için yaratılıp verildiği gibi dil de konuşmak, anlatmak ve öğretmek için yaratılmıştır. Bu organların doğal fonksiyonlarını icra etmekte ve meşru dairede kullanmakta yaratıcının var olan icazetine karşı gelmek makul değildir." diye konuştu.

Her Dilin Yaratılışı İlahidir
Her dilin ilahi ancak kullanımın beşeri olduğuna değinen Beki, "Her dilin yaratıcısı Yüce Allah'tır. Yüce Allah'ın yarattığı her dilin fiziki ve gramatik yapısını önce vahiy yoluyla bazı peygamberlere veya ilham yoluyla bazı kimselere öğretilmiştir veyahut da bazı cisimlere yüklediği ses ve harfleri bazı insanlara duyurmuştur, daha sonra anılan peygamber veya insanlar da diğer insanlara öğretmek suretiyle bu dil ve dilbilgisi toplumda yayılmıştır. Yani, başlangıçta her dilin iskelet yapısı, gramatik yapısı ve ana kavramları ilahidir; olgunlaştırılması, geliştirilmesi, yeni kavramların eklenerek zenginleştirilmesi de beşeridir." şeklinde konuştu.

Anadilin öneminden sonra Zazaca'yı dilbilgisi bakımından inceleyen Prof. Dr. Abdulaziz Beki, Zazaca'nın üç diyalekti olduğunu belirtti.

Konuşması esnasında bu üç diyalektin birbirinden farkına da değinen Prof. Dr. Abdulaziz Beki, Zazaca'daki zamanları da örneklerle inceledi.

Prof. Dr. Abdulaziz Beki, konuşmasının sonunda okuduğu Zazaca şiir ve kasidelerle salondan büyük alkış aldı.

Büyük bir katılımın gözlendiği konferansta, dinleyiciler bilgi ve keyif dolu saat geçirdiler. (Ali Yıldırım-İLKHA, 9.12.2011)



2910 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi