"Takdir edersiniz ki entegrasyon tek taraflı değildir. Entegre olunan tarafın da, ana dilin öğrenilmesine, öğretilmesine; kültür ve geleneklerin muhafaza edilmesine saygı duymasını bekliyoruz."Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tempodrom'da düzenlenen ''Türkiye'den, Almanya'ya İş Göçü'nün 50'inci yılı'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Almanya'daki Türk nüfusun, hiç kuşkusuz Almanya için de Türkiye için de çok önemli bir imkan olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: ''50 yıl önce Almanya'ya gelen ilk nesil, emekleriyle, alın terleriyle, ortak bir geleceği Alman dostlarıyla birlikte inşa ettiler. Bugün artık 4'üncü nesilden söz ediyoruz. Anadili kadar Almanca konuşan, Almanya'nın sporuna, sanatına, bilimine, ekonomisine, edebiyatına, sinemasına önemli katkılar sağlayan Türkiye kökenli vatandaşlarınız var. Fatih Akın'ın filmleri, Almanya'nın olduğu kadar Türkiye'nin de gururu. Türk Milli Takımının kalesini hedef almadığı sürece, Mesut Özil'in attığı her golle bizler de havalara uçuyoruz. Alman filmlerinde, dizilerinde, Alman edebiyatında Türkiye asıllı Almanya vatandaşlarını gördükçe seviniyor ve umutlanıyoruz. 50 yıl önce göçmen işçi olarak gelenler, bugün artık Alman toplumunun ayrılmaz birer parçası oldular. Onlar, ne kadar işçiyse, o kadar da insan. Onlar, ne kadar emekçiyse, dilleriyle, kültürleriyle, gelecek tasavvurlarıyla o kadar da insan.'' -''Ben de Alman vatandaşlarını, Türk vatandaşı olmaya davet ediyorum''- Her türlü ayrımcılığı, ırkçılığı, horlamayı, fırsat eşitliğine aykırı uygulamayı, antisemitizm kadar İslamafobiyi de reddettiğine vurgu yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Almanya makamlarının da bizlerle aynı hassasiyeti paylaştığını biliyor, bu insanlık suçlarıyla ortak mücadele edeceklerine yürekten inanıyorum. Irkçılık ve ayrımcılık kadar, asimilasyonun da insanlık suçu olduğu konusunda Almanya ile hemfikiriz. Biz, entegrasyonu kayıtsız şartsız destekliyor ve teşvik ediyoruz. Türklerin, Almanca'yı öğrenmelerini ve en iyi şekilde konuşmalarını teşvik ediyoruz. Alman vatandaşlığına geçmeyi teşvik ediyor, özendiriyor, Türkiye'deki haklarını muhafaza ederek tüm Türkiye kökenli kardeşlerimizi Alman vatandaşı olmaya çağırıyoruz. Ben de Alman vatandaşlarını Türk vatandaşı olmaya davet ediyorum. Takdir edersiniz ki entegrasyon tek taraflı değildir. Entegre olunan tarafın da, ana dilin öğrenilmesine, öğretilmesine; kültür ve geleneklerin muhafaza edilmesine saygı duymasını bekliyoruz. Birlikte yaşama kültürünü ne kadar yüceltirsek, geleceğin de o kadar aydınlık olacağına kalpten inanıyoruz.'' 2 Kasım 2011 |
2217 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |