Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği'nin (HADİG) Beyoğlu'ndaki yeri bugün açıldı. Derneğin HADİG 2. Başkanı Kamil Muti ve Hikmet Akçiçek, açılış öncesinde sorularımıza yanıt verdi.HADİG 2. Başkanı Kamil Muti, devletin, üniversitelerde Hemşin dilini
araştırma kürsüleri kurması gerektiği görüşünde. Muti, dillerin ve
halkların kardeşliğinden yana olduklarını belirtiyor. Derneğin Genel
Sekreteri Hikmet Akçiçek ise, yeni kurdukları HADİG ile dilin ve kültürün
yeniden korunması ve üretilmesi konusunda faaliyetlerde bulunacaklarını
söylüyor.
Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği'nin
(HADİG) Beyoğlu'ndaki yeri bugün açıldı. Derneğin HADİG 2. Başkanı Kamil
Muti ve Hikmet Akçiçek, açılış öncesinde sorularımıza yanıt verdi.
Hemşin
dilinin, dünyada ender bir şekilde yazı dili olmadan 500 yıldır yaşayan
bir dil olduğunu belirterek, "Dilimiz, gelişen dünya koşullarına,
iletişim çağına ayak uyduramadığımız için giderek kaybetmeye yüz
tutuyor. Bu endişelerden yola çıkarak, dilimizi, kültürümüzü,
horonumuzu, kavalımızı korumak ve yaşatmak için bir dernek kurma
girişimine başladık ve HADİG'i kurduk" dedi.
Devletin tarafı
olduğu uluslararası sözleşmelerdeki "Kültür ve diller insanlığın ortak
değeridir" ilkesinden yola çıkarak Hemşince'nin araştırılması için
üniversitelerde kürsü kurmasını istediklerini söyleyen Muti, "Hemşin
dilini araştırma ve yaşatmayla ilgili bir kürsümüz olsun" dedi.
'DİLLERİN KARDEŞLİĞİNDEN YANAYIZ'
Muti,
"Dilinizin anadil olarak okutulmasını istiyor musunuz?" sorusuna ise,
"Anadil ile ilgili olarak şu anda bir talebimiz yok. Çünkü, şu anda
yazılı dilimiz yok bizim. Çok uğraşı gerektiren bir süreç yaşayacağız,
gizemli bir tarih ile muhatap olacağız. O tarihi süreç içerisinde belki o
süreci da yaşarız. Yazı dili olan dillerde anadilde eğitim yapılmasına
karşı değiliz, saygı duyarız. Dillerin ve halkların kardeşliğinden
yanayız" diye konuştu.
'YENİ NESİLDE DİL EREZYONU VAR'
HADİG
Genel Sekreteri Hikmek Akçiçek, orta yaş ve üstündeki Hemşinlilerin,
özellikle Hopa'da doğup büyümüşlerse anadillerini konuştuklarını ancak
şu anda 10'lu yaşlarda olan yeni nesilde dil açısından bir erezyon
olduğunu söyledi. Akçiçek şunları söyledi: "Benim yaşımda olan
insanların hepsi, Hopa'da büyüyenler bu dili konuşurlar. Biz önce anadil
olarak Hemşince öğrendik, sonradan Türkçeyi öğrendik. 4-5 yaşlardan
itibaren Türkçe'yi öğrenmeye başladık ve bu öğrenme ömrümüzün sonuna
kadar sürüyor. Şu anda da 20'li yaşlarda olan gençlerimizin çok büyük
bir kesimi - yine Hopa'da yaşamış ise- dili konuşuyor. Ama daha sonraki
nesillerde, şu anda 10'lu yaşlarda olan nesillerde dil açısından ciddi
bir erezyon olduğunu söyleyebiliriz."
Akçiçek, yeni nesilde dili
öğrenme konusunda ilgisizliğin nedenlerini ise şöyle sıraladı:
"Birincisi; ülkede bu dillerin korunması ve geliştirilmesiyle ilgili bir
politika yok. Bilakis bu dillerin asimilasyonla yok edilmesi
doğrultusunda bir politika var. İkincisi; küresel bir çağda
yaşıyoruz.Çocuk doğduğunda eskiden sadece annesinin, babasının,
komşusunun dilini duyuyorken, şimdi televizyondan Türkçe'yi duyuyor.
Önce Türkçe öğreniyor, Hemşince öğrenmiyor. Böyle olunca sonradan
Hemşince'ye ihtiyaç kalmıyor zaten."
'BÜTÜN DİLLER TEHLİKE ALTINDA'
Hikmet
Akçiçek, sadece Hemşince değil, Türkiye'de Türkçe dışında aşağı yukarı
bütün dillerin bir asimilasyon süreciyle karşı karşıya olduğuna dikkat
çekerek, "Bunun yarattığı bir sonuç olarak da bütün dillerden insanlar
dillerini ve kültürlerini korumak için bir araya geliyor. Belki biz en
sonuz. Boşnakların, Lazların, Çerkezlerin dernekleri var. Kürtlerin
dünya kadar derneği var. Bütün toplulukların zaten bu anlamda çabaları
var. Biz de en son bu kervana katılanlardan biriyiz" dedi.
Akçiçek,
HADİG'in faaliyetleriyle ilgili olarak da şunları söyledi: "Dil
kültürün çok önemli bir unsuru. Buradaki faaliyetimiz temel olarak
Hemşin dil ve kültürünün, en azından Hemşinliler arasında yaşanmasını
devam ettirebilmek doğrultusunda küçük bir katkı. Belki bu dili olduğu
şekilde belgelemek, gramerini, dilini, sözlüğünü belgelemek. Bu bir
boyutu. Öbür boyutu da kültürel çalışmalar. Akademik bilimsel çalışmayı
da becerebilirsek hayata geçirmek istiyoruz. Kültürün korunması ve
yeniden üretilmesi konusunda bir faaliyet, aktivite olsun isteriz."
(ANF NEWS AGENCY)
|