• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam49
Toplam Ziyaret1063590
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.548434.6868
Euro36.263736.4090
Semerkew
Balkar Selçuk
selcuk@ozgurcerkes.com
Yeni Anayasa Çerkesleri Göçebelikten Kurtarır mı?
11/11/2011

Pratikte çok zor ancak teoride belki. Hazırlanacak olan yeni anayasanın Çerkesleri olmasa bile Çerkes kültürünü göçebelikten kurtarabilmesi mümkündür. Bu nedenle Çerkes dilinin kültürünün ve en önemlisi de Çerkeslerin kendilerinin var kabul edilmesi gerekmektedir. Sonrasında ulus devletin eğitim kanallarının Çerkeslere açılması gerekmektedir.

Göçebelik ve Türklerin Uzun Göçü

İşte bildiğimiz gibi, Türkler bin yıl önce anayurtlarından çıktılar ve Anadolu’yu yurt edindiler. Anadolu’nun Türk ve Müslümanlaşması ilki 1071 ile başlayan göç dalgasıyla, ikincisi ise Balkan ve Kafkas-Rus Savaşları sonunda Müslüman Türk ve Müslüman Kafkasyalıların Anadolu’ya göçü ile gerçekleşti. Buna bir de yeni kurulan Yunan ve Türk devletlerinin el birliğiyle Anadolu-Adalar ve Yunanistan’daki halkları yurtlarından etmelerini de (mübadele) eklemek yerinde olur.

Türk halkı bu tarihsel süreç içerisinde varlığını daha çok savaşkan göçebe kodlarıyla korudu ve bu silahlı güçler giderek hukukun ilk kurucuları ve uygulayıcıları oldu. Ve Türkler 1071’den şu önümüzdeki Anayasa yapım sürecine kadar daha çok kendi içinden çıkardığı elinde silah olan yapıların koyduğu kurallara uydu. Dolayısıyla Anadolu silahın hukukunu her zaman gerçek hukuk olarak bildi. Son “Silahlı Hukuk” bildiğimiz gibi 1980 yılında faşist askeri darbe tarafından ortaya kondu. Şimdi içine girdiğimiz süreçte belirgin olarak sivil olma ihtimalini içinde barındıran bir üst yapı anayasa yapmaya doğru ilerliyor.

Çerkesler ve Göçebeleşen Çerkes Kültürüne Dair

Çerkes kültürü temelde yerleşik bir kültürdür. En azından Çerkes-Rus Savaşları sonrasında yaşanan soykırımla Çerkesler ülkelerinden sürülene kadar böyleydi.

Çerkeslerin Osmanlı dönemi birçok göç ve savaşı içinde barındırdı ve nihayet Cumhuriyetin ilanıyla Türkiye Çerkesleri savaşlar dönemini kapattı.

1923-1950 arası dönemde savaşsız ve yerleşik düzene geçme eğiliminde olan Çerkesler, 1950 sonrası kentleşme süreciyle yeniden ve geri dönüşsüz olarak kentlere akmaya başladı.

Aslında Çerkeslerin göçebe olarak yaşamaktan hoşlanmadığının ve bir yerde çıkmamacasına yaşama azmi gösterdiğinin en büyük delili 1915 Ermeni kıyımında görüldü. Uzunyayla Çerkesleri sadece bir gün içerisinde Uzunyayla ve çevre köylerindeki Ermenilerin göçürüldüğünü gördüler. Şimdi Uzunyayla Çerkeslerinin yaşadığı bölgedeki onlarca, belki yüzlerce Ermeni köyü bir günde boşaltıldı; ancak, Uzunyayladaki Çerkes köylerinden neredeyse hiç birisi yanı başındaki boşalan Ermeni köylerine yerleşip mülklerin el koymadı. Bu boşalan köylere Türkiye’nin birçok farklı bölgesinden kitleler halinde insan aktı ve Uzunyayla Çerkesleri dışında hemen hemen Türkiye’deki tüm halklardan kolonlar bu boş arazilere yerleşti ya da yerleştirildi.

Sonuç olarak, Uzunyayla Çerkesleri dışında hemen her etnik grup Uzunyayla ve civarında boşaltılan Ermeni arazilerine yerleşti. Şimdi bölgede Ağa olarak bilinen ve mülk zengini olan birçok kişi varlıklarını bu Ermeni köy ve arsalarına borçludur.

Çerkes kültürünün yerleşik bir kültür olduğunu ve Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti döneminde hızla göçebeleştiğini görüyoruz. Yerleşik Çerkes kültüründe, jürisi olan bir hukuk sistemi adaleti sağlardı. Çatışmalar pusu kültürüyle değil, düello geleneği ve kuralıyla çözülürdü. En önemlisi de kişinin hakları toplumun Habze (gelenek) adını verdiği kurallarla garanti altındaydı.

Ancak, 1908 Çerkes Teavün Cemiyeti’nin deneyimini saymaz isek, Osmanlı-Türkiye Çerkesleri anadili eğitimi pratiğine hiç sahip olmadı. Çerkes Teavün Cemiyeti, Kafkasya ve Osmanlı Mülküne 50 kadar okul açtı ve Çerkesce eğitimini sağladı ve bu eğitimler İstanbul merkezli bir sistemin gözetiminde devam etti. Ancak Cumhuriyetin ilanıyla Çerkes Teavün Cemiyetinin tüm faaliyetleri durduruldu ve Cemiyet de yok edildi.

Padişahlığın ve Halifeliğin lağvedilmesi ve Ankara da kurulan yeni Cumhuriyetin İstanbul’a olan nefreti aslında en çok İstanbul Çerkeslerini etkiledi. Taşra Çerkesleri köylerde yaşarken Osmanlının iyi eğitim kurumlarında okuyan, çok dilli ve olabildiğince aydın kadroları içinde barındıran ve Osmanlının son döneminde kurulan etnik cemiyetler içerisinde en güçlüsü ve faali olan Çerkes Teavün Cemiyetini kuran İstanbul Çerkeslerinin sindirilmesi, Türkiye Çerkeslerinin o günden beri içinden çıkmadığı taşralılaşma dönemini başlattı.

Böylece, Çerkesler Osmanlı payitahtına angaje eğitimli ve örgütlü üst yapılarını kaybederken, Ankara’nın etkisiyle Anadolulu ve taşralı kaldılar. DOLAYISIYLA TÜRKİYE ÇERKESLERİ SİYASİ VE KÜLTÜREL EYLEMLERİNİ HIZLA VE YENİDEN İSTANBULA KAYDIRMAK ZORUNDADIRLAR.

Çerkes Dili ve Kültürü Bu Anayasayla Yeniden Yaratılabilir!

Bir süre önce Uzunyayla Çerkesleri ve Khabardey Çerkescesi üzerine bir alan araştırması yapmış ve hemen her çeşit sözlü kültür öğesinden birkaç satır derlemiştim. Bu derlemelerin Çerkes dili ve kültürü hakkında birçok veriyi sakladığını söylemek mümkün. Ancak totalde ortaya çıkan gerçek şudur: ÇERKES DİLİ EN SON KÜLTÜREL ÜRÜNÜNÜ 30-40 YIL ÖNCE VERMİŞTİR. Tabiî bu Uzunyayla Çerkesleri ve Khabardey Çerkescesi için böyledir. Dolayısı ile Türkiye'deki Çerkes dili, bir kültür üretim aracı olarak 30-40 yıl önce ölmüştür. Şu an sağda solda konuşulan Çerkesce ise hızla melezleşmekte ve kelime dağarcığını yitirmektedir…

Eğer Çerkesce eğitim ve yayın için devletin desteğini alamaz ise bu aşamadan sonra kurtarılması mümkün değildir. Çerkesler, kendilerini özenle asimile eden ve bunu yaparken de kardeşlik ve müslümanlık argümanını sonuna kadar kullanan devlet tarafından “var” kabul edilmezlerse, yok olan Çerkes dili ve kültürünü, “Yüce Türk Varlığına” armağan etmenin zamanı gelmiş demektir.

Bu süreçte en büyük tehlike ise sivil görünümlü siyasi kadroların militarist ve ulusalcı alt yapılarının hortlaması olacaktır. Şu anda AKP devlet adına Alevilerle pazarlık yaparak, Kürt ulusalcıları ile çatışarak, Sünni-cemaatçi yapılarla anlaşarak ve Çerkesleri hiç umursamayarak yeni bir anayasa yapım sürecine girmektedir. Dolayısıyla silahı olanın hakkını aldığı siyasi ve ekonomik olarak pres yapabilenin dikkate alındığı bir dönemin yaşanması söz konusudur.

Biz, sivil, temelde göçebe olmayan, ekonomik olarak zayıf, siyasi olarak yok hükmünde olan ve kitlesi KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU’NCA OYALANAN Türkiye Çerkeslerinin tek umudu, yeni anayasanın evrensel hukuk normlarına uygun olarak yapılmasıdır.



2977 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Нарт Лъэпщ и Нэгъуджэр Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - II - 17/12/2016
уэ 1уэхур нахри гъэщ1эгъуэн зыщ1ыр Азтэкхэми Маяхэми ямейуэ, гъэ мин аджэ ипэ ящ1ауэ, ауэ зыщ1ари дымыщ1э мывэ гуэрхэм ящ1ы1уми Кецалкоатл и сурэтыр къагъуэтахэщ, ахэми нэгъуджэ 1улъу ик1ий жьак1э тету. Нэгъуджэр уеблэмэ оптикым и щ1эныгъэр пасэ лъэх
Нарт Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - I - 01/12/2016
Гъэщ1эгъуэнращи нобэ къасыху Кассит-Урарту-Хьаттихэм я Тещупк1э зэджэ тхьэпэлъытэр ди Нарт Сосрыкъуэу щытам зыми гу лъитакъым. Касситхэм Тещуп псалъэм крагъэк1ир Жьыбгъэ Кьезгъэпщэ жи1у аращ.
УСЭНШЭУ ДЫКЪАНЭМЭ! - 09/10/2016
Ди хэку дахэр, си уорейда ПщIэ имыIэу дгъэкIуэдай, ДызгъэкIуэдам, си уорейда КIуэдыкIейри къыхукIуэ.
Bugün Ben Mutlu Bir İnsanım! - 02/06/2015
Keşke Çerkes halkının yoğun olarak yaşadığı diğer illerden de adaylarımız olabilseydi. Ama o da olacak yakında. Buna eminim. Bu adı geçen illerde adaylarımızın Çerkes halkı tarafından benimsendiğini görmek beni herşeyden çok mutlu ediyor.
Heredot Cevdet, Recep Tayip Erdoğan ve Ahmet Duvutoğlu! - 22/05/2015
Cumhurbaşkanımız Putin'in Ermeni Soykırımını resmen tanıyor olmasına, “Putin'e darıldım!” diyerek karşılık vermişti. Demek ki cidden çok darılmış olacak ki daha kendisine gelememiş.
Gerekeni Gerektiği Zaman Yapmak; Ya da Labedeslerin Kaderi! - 12/05/2015
2015 Genel seçimlerine 25 gün falan kaldı. Bahaneler ve gerçekler arasındaki birçok Çerkes bu seçimde ÇDP’nin bağımsız Çerkes adaylarını mı destekleyecek; yoksa en rasyonal bahanenin arkasına mı saklanacak.
Uzunyayla'nın Son Klasik Kuşağı Hareketleniyor - 01/05/2015
Kendi kişisel kurtuluşunu elde etmekle yetinmeyen, halkına geri dönen bir kuşak bu kuşak. Köy köy gezen, kendi insanına şehirlerde kasabalarda ve ilçelerde ulaşmaya çalışan bu insanlar birlikte başarabilmenin imkanlarını arıyorlar.
Kronik bir Aydın Hastalığı Olarak : Sözlük ve Alfabe -I- - 26/04/2015
Sözlük ve alfabe hazırlamak ve bunun üzerinden kendini gerçekleştirmek Tanzimat döneminden kalma bir aydın saplantısıdır
Boyunun Ölçüsünü Vermekten Korkmak! - 20/04/2015
Orta yere çıkmak, boyunun ölçüsünü vermek ve alınan ölçüyü de bilmek zorunda olduğumuz bir yerdeyiz artık. Yani artık eskisi gibi iktidar ya da muhalefet partisinde es kazara bir iki Çerkes milletvekili var diye bu işten sıyrılmak mümkün değil.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi